Çin, Hong Kong Özel İdari Bölgesinde, Ulusal Güvenlik Yasası’nı ihlal ettikleri gerekçesiyle aranan yurt dışındaki muhalif aktivistlerin yakalanması için para ödülü konulmasına yönelik eleştirilere tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Pekin’de düzenlenen günlük basın toplantısında, ABD, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerin bu konudaki eleştirilerine yanıt verdi.
Çin’in bu konuda dışardan gelen eleştirileri reddettiğini belirten Sözcü Mao, yakalama emirlerinin “gerekli, meşru ve uluslararası hukuka ve pratiğe uygun olduğunu” savundu.
Açıklamasında para ödülüne doğrudan değinmeyen Mao, “Belirli ülkelerin Hong Kong’un Ulusal Güvenlik Yasası’nı karalaması ve bölgenin yargı sistemine müdahale etmesine karşı çıkıyor ve bunu kınıyoruz.” dedi.
Söz konusu şahısların, “demokrasi ve insan hakları kisvesi altında Hong Kong’u istikrarsızlaştırarak ulusal güvenliği tehdit ettiklerini” ileri süren Mao, “ABD ve İngiltere, Çin karşıtı bu unsurları destekleyerek Hong Kong’u karıştırmaya yönelik gizli niyetlerini ifşa etmektedir.” ifadesini kullandı.
5 aktivist için 1 milyon Hong Kong doları para ödülü
Hong Kong polisi, dün “ayrılıkçılığı kışkırttıkları” ve “dış güçlerle işbirliği yaptıkları” gerekçesiyle haklarında yakalama emri çıkarılan Simon Cheng man-kit, Frances Hui Wing-ting, Joey Siu Nam, Johnny Fok Ka-chi ve Tony Choi Ming-da adlarındaki 5 aktivistin yakalanmasına yönelik bilgi sağlayanlara 1 milyon Hong Kong doları (yaklaşık 128 bin ABD doları) para ödülü verileceğini duyurmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, “Çin tarafından empoze edilen Ulusal Güvenlik Yasası’nın sınır aşırı uygulanması, tüm dünyada insan hakları ve temel özgürlükleri tehdit eden tehlikeli bir emsal oluşturmaktadır.” sözleriyle olayı eleştirmişti.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, yakalama emirlerinin, “Çin’in otoriter hukukunun sınır ötesine uzanmasının örneği” olduğunu ifade etmişti.
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong da ülkesinin yakalama kararlarından hayal kırıklığı duyduğunu belirterek, “Ulusal Güvenlik Yasası’nın demokrasi yanlısı figürlerin tutuklanması ve sivil toplumun baskılanmasına yönelik kullanılmasına yönelik kaygılarımızı sürekli olarak dile getiriyoruz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Asya Eş Direktörü Maya Wang, Hong Kong hükümetinin bölge içinde ve dışında barışçı muhalefeti bastırma konusunda sınırı aştığını belirterek, “Sınır aşırı para ödülü vaat etmek, Pekin’in artan baskısına karşı Hong Kong halkının haklarını savunan aktivistleri ve seçilmiş temsilcileri korkutmaya yönelik beyhude bir çabadır.” ifadesini kullanmıştı.
Örgüt, yayımladığı yazılı açıklamada yakalama emirlerinin ve para ödülünün derhal kaldırılması çağrısında bulunmuştu.
Daha önce 8 aktivistin yakalanması için para ödülü konulmuştu
Hong Kong polisi daha önce, 3 Temmuz’da eski milletvekilleri Nathan Law, Dennis Kwok Wing-hang ve Ted Hui Chi-fung, sendikacı Mung Siu-tat, avukat Kevin Yam Kin-fung ile aktivistler Finn Lau Cho-dik, Anna Kwok Fung-yee ve Elmer Yuan Gong-yi’nin arasında olduğu kaçak durumdaki 8 kişinin yakalanması için aynı miktarda para ödülü verileceğini duyurmuştu.
Avustralya, Kanada, ABD ve İngiltere’de bulundukları belirlenen şüphelilerin, Hong Kong’a uluslararası yaptırım uygulanması çağrısı yaparak Ulusal Güvenlik Yasası’nı ihlal ettikleri iddia edilmişti.
Polis, ayrıca 13 Aralık’ta ikisi kadın dört şüphelinin, eski milletvekilleri Ted Hui Chi-fung ve Nathan Law Kwun-chung’a çevrim içi kitlesel fonlama platformları aracılığıyla mali destekte bulundukları şüphesiyle gözaltına alındığını bildirmişti.
Ulusal Güvenlik Yasası
Çin, 2019’da suçluların ana karaya iadesi yasa tasarısına karşı başlayan geniş çaplı kitlesel protestoların ardından Haziran 2020’de çıkardığı Ulusal Güvenlik Yasası ile “hükümeti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri” suç haline getirmişti.
İçeriği itibarıyla aslen demokrasi yanlısı protesto hareketini hedef alan yasanın yürürlüğe girmesiyle muhalif gazeteciler, siyasetçiler, iş insanları ve aktivistlerin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılmıştı.
Yasa kapsamında 100’den fazla muhalif hakkında soruşturma başlatılırken, demokrasi yanlısı çok sayıda sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu kapatılmıştı.